Nurdan Çakır Tezgin
Kayaköylü Sema - Aşçı Fok / Nurdan Çakır Tezgin
Kayaköylü Sema |
|
Annem Kayaköy'ün yerlisidir, kendimi bildim bileli Kayaköy'de geçen çocukluğunu anlatır bize sürekli.
Onun çocukluğunda güz sonları, (çok sonraları bağ bozumu adıyla güz şenliklerinin yapıldığı o meşhur hasat dönemleri) ekşi narlar toplanıp suyu sıkılır, kara dipli bakır (dığan) tavalarda sabah alacasından ikindi vaktine kadar saatlerce kaynatılırmış. Soğuyunca cam şişe ve testilere doldurulup ağızları sıkıca kapanır, taa gelecek hasada yetecek şekilde tüketilmek üzere serince ambarlarda saklanırmış.
Bağ bozumu zamanı bağın bir köşesine kurulan bu odun ocağında üzüm pekmezleri de kaynatılırmış. Pekmez için biraz daha fazla zaman gerekiyormuş, ocaktan pekmez tavası 24 saat indirilmez, geceleri de başında uyur uyanık nöbet tutulurmuş...
Sıcak Ağustos sonu, Eylül gecelerinde çoluk çocuğu oyalamak için, ayıklanmış karpuz, kavun kabuğu ve taze balkabağı (alaca kabağın olgunu) önce ince şişle delinip, sonra ip takıp bağlanarak çocukların ellerine tutuşturulurmuş. Bazı çocuklarınki de meşe dalından ince sopalara da takılırmış çünkü; meşenin kokusu pekmeze geçsin istenirmiş. Sopa ve iplere takılan meyveleri, kaynamakta olan pekmez tavasının içine atıp meyve kabuklarının pekmez şurubuyla ağdalanması (pekmez şurubunu iyice içine çekmesi) sağlanırmış.
Pekmez tavası, denize olta atan balıkçıların misinalarına benzeyen pamuktan iplerle karma karışık olurmuş, ipi diğerininkine dolaşan çocuklar bu oyunu her bağbozumu zamanı oynar "en büyük meyve şekerlemesini kim pişirecek yarışı" yaparlarmış, büyüklerin söylediği türküler ve hurafe hayalet hikayeleriyle bütünleşen bu pekmez kaynatma seramonisi de bağ bozumlarının olmazsa olmazıymış...
Kayaköy'ün meşhur define arayıcılarının bire bin katarak anlattığı hayalet ve cin, peri hikayelerinin etkisiyle annem, pekmez kazanındaki şekerlemesini korkunç canavarlara benzetirmiş, çocukluk işte... Kendi pişirdiği meyve şekerlemelerine bayılan annem, uzun süre saklayabilmek için karpuz şekerlemesini güneşte kurutup okula bile götürürmüş teneffüslerde yiyebilmek için.
Annemden binbir gece masalı gibi dinlediğim o bağbozumu pekmez tavalarını ve pekmezli meyve şekerlerini yaşamım boyunca hayal ettim, günün birinde gerçekleştirebilir miyim acaba...
|
Nurdan ÇAKIR TEZGİN
Yayın Tarihi :
/
|
|
|
|
© Temmuz 2009 / Her hakkı saklıdır.
|