Hamsi salatası
Ziyaretime gelen arkadaşıma “nasılsın” dediğimde, “salata gibiyim” dedi dün. Nasıl yani? Salata gibiyim deyince iyisin demek mi oluyor diyecektim ki yüzüne asılmış kederi fark ettim. Anladım ki, onun salata hali “paçavrayım - çorba gibiyim” demek!
Ben de, arkadaşımı biraz olsun gülümsetip rahatlatabilmek için salata sözcüğü üzerine bir yığın yeşilimsi öykü sıraladım! Bak ama hıyara da salatalık deniyor diye Amerikanvari esprilere girişince baktım olmayacak, başladım renkli salata tariflerine; yok, antioksidanı yüksek salatada avokado, brokoli olmalı, yeşil soğan, nar taneleri, sarımsak, domates illa ki bulunmalı filan diye iki arada bir derede sağlıklı salataya geçiş yapıverdim. İyice afallayan arkadaşımı mutfağa davet edip, hadi gel burada lâflayalım bak sana ne hazırlayacağım diyerek kafasındakileri dağıtmaya koşullandım. Hatta tutup kolundan sana öyle bir salata yapacağım ki iştahını ikiye katlayıp mutlu mesut olacaksın, “havada bulut sen kederleri unut” diyerek onu mutfağımın bir köşeciğine oturtuverdim.
Yan gözle de mutfak tezgâhındaki ayıklanmış hamsilere bakıyorum. Süzgeçte sularını süzüyorlar. Hemen iki tane kuru soğanı piyazlık doğrayıp zeytinyağıyla yağladığım kapaklı bir tavaya döşüyorum. Yarım demet maydanozu ince kıyıp, bir tane de domatesi doğrayıp soğanların üzerine yerleştirince bolca karabiber, pul biber, tuz ile harmanlıyorum. Birkaç dilim limonu ve iki diş sarımsağı da unutmuyoruz bu arada. Süzülmüş hamsileri bu sebze karışımının üzerine dizip, tavanın kapağını da kapatıp ocağın altını yakıyor, kısık ateşe bırakıyoruz. Yağ ilavesi yapmıyoruz, tavayı yağladığımız kadar az yağ yeterli, bu yağsız kısım önemli!
Buğulama şeklinde olan bu pişirme yöntemi ile yarım saat kadar süre tanıyoruz hamsilerimize.
Arkadaşımın eline bir fincan sakinlik veren limoni melisa çayı tutuşturduğum için, o çayını içme süresince ben hamsileri ateşe oturtmuş idim. Dağdan dereden, yediklerimizin fayda ve zararlarından bahsederken zaman geçiverdi.
Hamsinin balıktan sayılmadığına dair Karadeniz tevatürlerine sıra gelmişti ki bu defa dolaptan yeşilliklerimi çıkarıp yıkama faslına geçerken, ocaktan mutfağa yayılan hamsi ve soğan sarımsağın o iştah kabartan kokusuyla elimizi daha bir çabuklaştırıyoruz arkadaşımla! Roka, marul ve maydanozlar arkadaşımın bıçağı altında hınç ile ezilmekteler! Aman dur çok ince kıyma yeşillikleri vitamini ölmesin demeye ramak kalmıştı ki tuttum kendimi. Bırak rahatlasın, derdini tasasını kesme tahtasında bıraksın, yeşillikler eziliversin ne gam! Boş ver Aşçı Fok, bu defa da vitaminin eksik oluversin…
Hamsiler pişti de epeyce ılındı bile, doğradığımız yeşillikleri bir salata kâsesine aldık. Ilınan hamsileri yeşil salata malzemesinin üzerine alarak yarım limon, biraz nar ekşisi ve iki kaşık sızma zeytinyağı ile harmanlayarak eşsiz bir tat elde ettik. Son derece sağlıklı ve kalori anlamında hafif bir lezzet... Ton balıklı salata oluyor da hamsili salata niye olmasın!
Minik not: Hamsilerin kılçığını ayıklayarak pişirmek daha keyifli bir sonuç veriyor. Bir de, salata malzemeniz zevkinize kalmış, isterseniz nar ve mısır taneleri, domates, reyhan ve hıyar turşusu ilave edebilirsiniz.
Ben de, arkadaşımı biraz olsun gülümsetip rahatlatabilmek için salata sözcüğü üzerine bir yığın yeşilimsi öykü sıraladım! Bak ama hıyara da salatalık deniyor diye Amerikanvari esprilere girişince baktım olmayacak, başladım renkli salata tariflerine; yok, antioksidanı yüksek salatada avokado, brokoli olmalı, yeşil soğan, nar taneleri, sarımsak, domates illa ki bulunmalı filan diye iki arada bir derede sağlıklı salataya geçiş yapıverdim. İyice afallayan arkadaşımı mutfağa davet edip, hadi gel burada lâflayalım bak sana ne hazırlayacağım diyerek kafasındakileri dağıtmaya koşullandım. Hatta tutup kolundan sana öyle bir salata yapacağım ki iştahını ikiye katlayıp mutlu mesut olacaksın, “havada bulut sen kederleri unut” diyerek onu mutfağımın bir köşeciğine oturtuverdim.
Yan gözle de mutfak tezgâhındaki ayıklanmış hamsilere bakıyorum. Süzgeçte sularını süzüyorlar. Hemen iki tane kuru soğanı piyazlık doğrayıp zeytinyağıyla yağladığım kapaklı bir tavaya döşüyorum. Yarım demet maydanozu ince kıyıp, bir tane de domatesi doğrayıp soğanların üzerine yerleştirince bolca karabiber, pul biber, tuz ile harmanlıyorum. Birkaç dilim limonu ve iki diş sarımsağı da unutmuyoruz bu arada. Süzülmüş hamsileri bu sebze karışımının üzerine dizip, tavanın kapağını da kapatıp ocağın altını yakıyor, kısık ateşe bırakıyoruz. Yağ ilavesi yapmıyoruz, tavayı yağladığımız kadar az yağ yeterli, bu yağsız kısım önemli!
Buğulama şeklinde olan bu pişirme yöntemi ile yarım saat kadar süre tanıyoruz hamsilerimize.
Arkadaşımın eline bir fincan sakinlik veren limoni melisa çayı tutuşturduğum için, o çayını içme süresince ben hamsileri ateşe oturtmuş idim. Dağdan dereden, yediklerimizin fayda ve zararlarından bahsederken zaman geçiverdi.
Hamsinin balıktan sayılmadığına dair Karadeniz tevatürlerine sıra gelmişti ki bu defa dolaptan yeşilliklerimi çıkarıp yıkama faslına geçerken, ocaktan mutfağa yayılan hamsi ve soğan sarımsağın o iştah kabartan kokusuyla elimizi daha bir çabuklaştırıyoruz arkadaşımla! Roka, marul ve maydanozlar arkadaşımın bıçağı altında hınç ile ezilmekteler! Aman dur çok ince kıyma yeşillikleri vitamini ölmesin demeye ramak kalmıştı ki tuttum kendimi. Bırak rahatlasın, derdini tasasını kesme tahtasında bıraksın, yeşillikler eziliversin ne gam! Boş ver Aşçı Fok, bu defa da vitaminin eksik oluversin…
Hamsiler pişti de epeyce ılındı bile, doğradığımız yeşillikleri bir salata kâsesine aldık. Ilınan hamsileri yeşil salata malzemesinin üzerine alarak yarım limon, biraz nar ekşisi ve iki kaşık sızma zeytinyağı ile harmanlayarak eşsiz bir tat elde ettik. Son derece sağlıklı ve kalori anlamında hafif bir lezzet... Ton balıklı salata oluyor da hamsili salata niye olmasın!
Minik not: Hamsilerin kılçığını ayıklayarak pişirmek daha keyifli bir sonuç veriyor. Bir de, salata malzemeniz zevkinize kalmış, isterseniz nar ve mısır taneleri, domates, reyhan ve hıyar turşusu ilave edebilirsiniz.

Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN