İnsan düşünmeden edemiyor, hayal bu ya “yerel yönetimler ve sivil toplum örgütleri el ele verip özel günler için çevre timleri oluştursalar diyorum... Yaşasın sosyal mesaj!
Nedir ne yapar bu çevre timleri veya ne yapmalılar kısmına gelirsek; Yapılacaklar çok fakat bir yerlerden minik minik başlanmalı. 7 / 24 insanların arasında nöbetleşe dolaşıp çevreye duyarlılığı teşvik edecek pankartlarla dikkat çekilmeli, megafonlarla nazik uyarılarda bulunulmalı. Fütursuzca yerlere atılan çöplere plastik atıklara karşı caydırıcı hoşluklar yapılmalı – edilmeli, malı, meli :) yapsak etsek...
Örneğin; “yere attığın çöp arkandan ağlarsa, gece rüyana girerse lay lay lommm” diye bir nakarat tutturup çevresel dikkat çekecek oyunlar kursak – kurdursak gönüllü gençlerimize. (Körfezin Palyaço PAPİ'si grubuyla çocuklara sevimli eğitimler veriyor, yürekten kutlayalım. Çoğalmalı, çok olmalı…)
“Naylon poşetler havaya uçmuş gidip kaplumbağanın boynuna dolanmış, ah zavallı kaplumbağa, vah zavallı şirin pisicik, vah zavallı uzun kulak havhav lay lay loomm, ölme sakın, ölme sakın…”
Ve çok şeker bir pankart; “sevgili güzel insanlar, bu güzel sahil hepimizin/ bu yemyeşil orman, şırıldayan dere, tarihi sokaklar, mavi deniz hepimizin, hep beraber temiz tutalım ki bir dahaki gelişimizde yine temiz bulabilelim!”
Esnaf iş yapıyor ekmek parası kazanıyor diye onun kazancına saygı duyabilmemiz için esnafın da çevreye duyarlılığını görmek isteriz.
Esnaf mutlaka sivil toplum örgütleri ve belediyelerle işbirliği içinde ele ele omuz omuza çalışmalı ki birlik beraberlik ile hareket edilebilsin. Gelen ziyaretçiye kibarca “hoşgeldin ama dur bakalım, önce bu güzel yerin kurallarını öğren ve duruşunu ona göre ayarla” diyebilelim. Saygın ve düzeyli insanların yaşadığı kentlerin, kendileri gibi nazik ziyaretçileri olur!
Yeni gelenlere örnek olabilmemiz için yaşadığımız cennetleri önce biz korumak ve kollamak durumundayız.
İnsan düşünmeden edemiyor, hayal bu ya “yerel yönetimler ve sivil toplum örgütleri el ele verip özel günler için çevre timleri oluştursalar diyorum... Yaşasın sosyal mesaj!
Nedir ne yapar bu çevre timleri veya ne yapmalılar kısmına gelirsek; Yapılacaklar çok fakat bir yerlerden minik minik başlanmalı. 7 / 24 insanların arasında nöbetleşe dolaşıp çevreye duyarlılığı teşvik edecek pankartlarla dikkat çekilmeli, megafonlarla nazik uyarılarda bulunulmalı. Fütursuzca yerlere atılan çöplere plastik atıklara karşı caydırıcı hoşluklar yapılmalı – edilmeli, malı, meli :) yapsak etsek...
Örneğin; “yere attığın çöp arkandan ağlarsa, gece rüyana girerse lay lay lommm” diye bir nakarat tutturup çevresel dikkat çekecek oyunlar kursak – kurdursak gönüllü gençlerimize. (Körfezin Palyaço PAPİ'si grubuyla çocuklara sevimli eğitimler veriyor, yürekten kutlayalım. Çoğalmalı, çok olmalı…)
“Naylon poşetler havaya uçmuş gidip kaplumbağanın boynuna dolanmış, ah zavallı kaplumbağa, vah zavallı şirin pisicik, vah zavallı uzun kulak havhav lay lay loomm, ölme sakın, ölme sakın…”
Ve çok şeker bir pankart; “sevgili güzel insanlar, bu güzel sahil hepimizin/ bu yemyeşil orman, şırıldayan dere, tarihi sokaklar, mavi deniz hepimizin, hep beraber temiz tutalım ki bir dahaki gelişimizde yine temiz bulabilelim!”
Esnaf iş yapıyor ekmek parası kazanıyor diye onun kazancına saygı duyabilmemiz için esnafın da çevreye duyarlılığını görmek isteriz.
Esnaf mutlaka sivil toplum örgütleri ve belediyelerle işbirliği içinde ele ele omuz omuza çalışmalı ki birlik beraberlik ile hareket edilebilsin. Gelen ziyaretçiye kibarca “hoşgeldin ama dur bakalım, önce bu güzel yerin kurallarını öğren ve duruşunu ona göre ayarla” diyebilelim. Saygın ve düzeyli insanların yaşadığı kentlerin, kendileri gibi nazik ziyaretçileri olur!
Yeni gelenlere örnek olabilmemiz için yaşadığımız cennetleri önce biz korumak ve kollamak durumundayız.