Yeşil panjurlu evden / Çorba kazanı

Ev dışında başkalarını da ilgilendiren bir işim varsa eğer bir gece önceden rahatı kaçan ağaç oluyorum! Oysa yeşil panjurlu verandada sakince otur işte değil mi? Yooo olur mu, an içindeki coşkuyu yakalamak yerine bir sonraki günü düşünüp kaygılanmak tabiatımızda var! Eski nineler gibi konuşuyorum bazen "tabiatımızda var." Var tabi.
Kaygı ruhumuza işlemiş. Bak, gecenin sessizliğinde asma yaprakları arasındaki hışırtıya kulak ver be kadın, sarman ile tekir ne güzel oynaşıyorlar, Ağustos böceklerini dinle, bu akşam orkestra pek cılız. Grup toplanamamış galiba. Turgay, sıcaktan bunalmasınlar diye ağaçlara da su tutuyor bahçeyi sularken, ayarı fazla kaçırmış ki Ağustos böceklerini susturmuş!
Vıdılanmadan kalkıp baharatları koyayım sepete. Yarın bir kazan çorba pişireceğim...
Bu yılki Kazdağı Ekofestival Çorbası için yine yollara düştük. Daha akşamdan tuttu tasası çünkü festival alanı pek meşakkatli. Stabilize yol engebeli ve azıcık da tehlikeli olduğu için biraz tırsarak çıktım yukarı. Yukarı dediğim Kazdağı'nın o muhteşem yüksek yamaçları ve sonrasında varılan Darıdere Tabiat Parkı'nın yakınındaki Fidanlık Mevkii. Durun, baştan başlayayım; Kazdağı Ekofest 2017'nin buluşma noktası, geçen yıllarda olduğu gibi Çanakkale - Küçükkuyu ile Balıkesir - Altınoluk arasındaki Narlı Köyü'nün üstünde bulunan o muhteşem cennet Darıdere Tabiat Parkı.
Kazdağı Ekofestivali, ilk kez 2014 yılında, Mıhlı Çayı üzerinde DSİ tarafından gerçekleştirilmesi planlanan Mıhlı Barajı’na dikkatleri çekmek üzere “Dereler özgür akacak” sloganı ile gerçekleştirilmişti. Festival alanı, baraj projesinin sular altında bırakacağı alan olması nedeniyle özellikle seçilmişti. Festival, 2015 yılında ekosistem içerisinde ormanların önemine dikkat çekmek üzere, “Orman Gibi Kardeşçesine” sloganı ile gerçekleştirilmişti, geçen yıl OHAL nedeniyle yapılamamıştı. Bu yılın sloganı ise; “Hayat Topraktan Doğar.”
O ilk yıl tüm acemiliğimize rağmen çorbamızı da pekâlâ başarıyla kotarmıştık, Ekofestival'in bu yıl üçüncüsü gerçekleştirildi. Ben ilk günkü çorba başı meşguliyetimden sonra festival alanına bir daha çıkamadım. Olsun, geleneksel çorbamızı kaynatıp katılımcılarla paylaştık ya, bereketimizi doğayla bölüşüp çoğaldık ya! Gücüm o kadarına yetti.
Çorbayı anlatmak istemiyorum, her zamanki gibi Kazdağı ot ve baharatlarının kullanıldığı bölgedekilerin antik zamanlardan beri buğday yarması ile yaptığı bulamaç sulandırması havasında lezzetli bir çorba!
Çorbadan ziyade çorba kazanının etrafında toplaşan insanların sohbetleri, yaşama sevinçleri, hikaye ve anıları, “yine buluştuk” diyerek sarılmalarla kurduğumuz bağ ve çorba kazanının birleştirici tılsımı her şeyden değerliydi.
Gülümseyen insanlara nasıl da ihtiyacımız var. Ülkemde mutlu insanlar görmek istiyorum. Mutlu ve gülümsemeyi unutmayan insanlar. Çorba bahane.
Yine de o günkü mutluluk karelerimizi buradan bolca paylaşmak istiyorum ki sizlerle de çoğalalım. Madem ki mutluluk bulaşıcı, bulaşsın hadi.













Kaygı ruhumuza işlemiş. Bak, gecenin sessizliğinde asma yaprakları arasındaki hışırtıya kulak ver be kadın, sarman ile tekir ne güzel oynaşıyorlar, Ağustos böceklerini dinle, bu akşam orkestra pek cılız. Grup toplanamamış galiba. Turgay, sıcaktan bunalmasınlar diye ağaçlara da su tutuyor bahçeyi sularken, ayarı fazla kaçırmış ki Ağustos böceklerini susturmuş!
Vıdılanmadan kalkıp baharatları koyayım sepete. Yarın bir kazan çorba pişireceğim...
Bu yılki Kazdağı Ekofestival Çorbası için yine yollara düştük. Daha akşamdan tuttu tasası çünkü festival alanı pek meşakkatli. Stabilize yol engebeli ve azıcık da tehlikeli olduğu için biraz tırsarak çıktım yukarı. Yukarı dediğim Kazdağı'nın o muhteşem yüksek yamaçları ve sonrasında varılan Darıdere Tabiat Parkı'nın yakınındaki Fidanlık Mevkii. Durun, baştan başlayayım; Kazdağı Ekofest 2017'nin buluşma noktası, geçen yıllarda olduğu gibi Çanakkale - Küçükkuyu ile Balıkesir - Altınoluk arasındaki Narlı Köyü'nün üstünde bulunan o muhteşem cennet Darıdere Tabiat Parkı.
Kazdağı Ekofestivali, ilk kez 2014 yılında, Mıhlı Çayı üzerinde DSİ tarafından gerçekleştirilmesi planlanan Mıhlı Barajı’na dikkatleri çekmek üzere “Dereler özgür akacak” sloganı ile gerçekleştirilmişti. Festival alanı, baraj projesinin sular altında bırakacağı alan olması nedeniyle özellikle seçilmişti. Festival, 2015 yılında ekosistem içerisinde ormanların önemine dikkat çekmek üzere, “Orman Gibi Kardeşçesine” sloganı ile gerçekleştirilmişti, geçen yıl OHAL nedeniyle yapılamamıştı. Bu yılın sloganı ise; “Hayat Topraktan Doğar.”
O ilk yıl tüm acemiliğimize rağmen çorbamızı da pekâlâ başarıyla kotarmıştık, Ekofestival'in bu yıl üçüncüsü gerçekleştirildi. Ben ilk günkü çorba başı meşguliyetimden sonra festival alanına bir daha çıkamadım. Olsun, geleneksel çorbamızı kaynatıp katılımcılarla paylaştık ya, bereketimizi doğayla bölüşüp çoğaldık ya! Gücüm o kadarına yetti.

Çorbayı anlatmak istemiyorum, her zamanki gibi Kazdağı ot ve baharatlarının kullanıldığı bölgedekilerin antik zamanlardan beri buğday yarması ile yaptığı bulamaç sulandırması havasında lezzetli bir çorba!
Çorbadan ziyade çorba kazanının etrafında toplaşan insanların sohbetleri, yaşama sevinçleri, hikaye ve anıları, “yine buluştuk” diyerek sarılmalarla kurduğumuz bağ ve çorba kazanının birleştirici tılsımı her şeyden değerliydi.
Gülümseyen insanlara nasıl da ihtiyacımız var. Ülkemde mutlu insanlar görmek istiyorum. Mutlu ve gülümsemeyi unutmayan insanlar. Çorba bahane.
Yine de o günkü mutluluk karelerimizi buradan bolca paylaşmak istiyorum ki sizlerle de çoğalalım. Madem ki mutluluk bulaşıcı, bulaşsın hadi.



Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN