Asci Fok
Bayrama üç kala | Aşçı Fok

Bayrama üç kala

Bayrama üç kala

Geçen bayramdan akılda kalanlar

Akhisarlılara buradan söylemek istediklerim var. Kuzum siz Akhisarlı zeytinciler, şehirlerarası yolun şehrin tam orta göbeğinden geçtiğini bildiğiniz halde niçin fabrika satış mağazalarınızı şöyle görünen bir yerlere açmazsınız? Her Akhisar'dan geçişimde gözümü kulağımı oynatmaktan şaşı oluyorum, heyhat ki bir tane bile satış mağazanız yok . Şehir dışındaki birkaç satış noktasını biliyorum elbette de, onların bile tabelaları yetersiz bilmeyen vınlayıp geçiyor.

Akhisar deyince, insanın aklından şöyle merkezde yol kenarlarında şık ve şirin zeytin ve zeytinyağı dükkanlarıyla rapa rap karşılaşmak geçiyor. İstanbul, Bursa, Balıkesir adeta Ege'ye aktı geçen bayramda da, öyle yoğundu ki trafik... Yol üstü durakları iyi iş yaptı Allah daha çok versin. Önceki sezonların yağlarını satan zeytinyağcılar Ramazan bayramı trafiğinden nasıl bir girdi sağladılar bilemem lakin giderken de dönerken de benim gözüme zeytine dair farklı şeyler çarpmadı. Sanki bütün zeytinci ve zeytinyağcılar depolarına saklanmışlar! Diyeceksiniz; yeni sezon hazırlığındadırlar, evet muhtemelen öyleydi.



Kırkağaç kavunu satanların tezgahı yanına konan korsan şişeleri hesaba katarsanız onların iyi satış yaptıklarından söz edilebilir! Kırkağaç kavunu dedim de, kavuncular işlerinin erbabı. Bir enstalasyon sergisi seyirliğindeki dizaynları için fazla söze hacet yok. Hem görsellikte, hem esnaflıkta iyiler. Tek kavun için ve biraz da fotoğraf için durakladığımız tezgahtan birçok kavun aldığımız gibi, eşantiyon olarak şirin mi şirin bir süs kabağı sahibi oldum...

Köfteci Ramiz her zamanki gibi lezzette ısrarcı, maşallah önü ardı otomobil kuyruğu Allah daha çok versin lakin, o cam salata tabaklarını artık değiştirmeli, ben oraya salata yemeye gidiyorum! Kiraçten lekelenmiş olan tabaklar o müesseseye yakışmıyor. Haa bir de, müşteri yoğunluğuna yetişmek üzere dondurucuda bekletilen mısırların buzu çözülmeden servise sunulması ki, bu hiç hoş değildi.

Gelelim Susurluk Outlet Park'a, wc savaşları vatandaşın lehine sonuçlanmış bu iyi bir gelişme, neydi o turnike ve bir lira karşılığında hacet giderme fiyaskosu. Bazen şaşırıyoruz işte, unutuveriyoruz ve sanıyoruz ki Göcek'te, Bodrum'da, Kuşadası'nda yabancı turiste hizmet vermekteyiz! Unutuyoruz yerli turistin "büyük su" "küçük su" takıntısını ve hiç de parayla iş görmeye meraklı olmadığımızı. Üstelik avuçla para harcadığımız ovanın ortasındaki yapay cennet olan dinlenme tesislerinde. İnsanlar dinlenme tesislerine temel gereksinimlerini (çay, çorba, çiş) gidermek için uğrarlar en çok, ehh hadi biraz da birşey satın alsak mı edasıyla uzun yolu biraz gevşetmiş olurlar yarım saatcik de olsa.

Bursa'nın batçıkları

Bursa'nın mazgalı olmayan batçıklarına ne demeli! Biriken yağmur sularını vidanjörler çekiyor, adamlar batçık yapmışlar kentin her bir yanına lakin her nedense yağmur suyu gideri yapmayı unutmuşlar...

Mudanya'ya alternatif yol elzem. Çok geç kalınmış yazık. Bayramı Bursa'da geçirenler Mudanya'ya gitmeden duramadılar güneş açınverince, gittiler de nasıl döndüler meçhul. Restorasyonu tamamlanmış eski bir Mudanya evi olan İhsan Üren Evi'nin bahçesinden, uzun süre gözlemledim tıkanan bayram trafiğini. Allah sabır selamet versin yol üstü evi olanlara, Mudanya-deniz sefası yapma gafletine düşenlere.



İyi şeyler yok muydu? Mesela; çok güzel köy ürünleriyle döndük evimize. Arabamız köy mamulatlarından görünmez haldeydi, mola yerlerinde birileri camımızı kırıp da köy ganimetlerimizi çalacak diye epey korktum. Arabada bırakılan değerli eşyaların çalındığı bir sürece girilmiş (!) öyle diyor büyükşehir sakinleri. Kardeşim henüz yeni satın aldığı laptopunu çaldırmış arka koltuktan da o yüzden böyle sakındım taze toplanmış zeytinlerimi, narlarımı, incirlerimi, tarhana, turşu, erişte ve Akçalar ekmeklerimi...

Sevinç ve lezzet dolu nice bayramlara...    
4 Aralık 2008 Perşembe

7650 okunma

Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN



Son Yazılarım