Süt Kokusu

Bilir misiniz sütün kokusuna en çok kimler gelir? Kediler diyeceksiniz. Tamam, kediler, fareler ve kemirgenler başta olmak üzere pek çok hayvan gelir. Gelir ama öyle de biri vardır ki ma’azallah hangi delikte olursa olsun lök diye düşer süt tenceresinin içine.
Yılanlar. Yılan sütü çok sever. Çocukluğumun karabasanıdır sütlü yılan hikâyeleri, nasılsa anlatırım bir gün.
Hadi, hiç değil birini anlatıvereyim; evvel zamanda çiftçinin biri bir çanak süt içip tarlada uykuya dalmış. Derken, garip bir rüya ile yerinden sıçramış; rüyasında ağzından boğazına doğru koca bir yılan giriyormuş. Uyanmış ne görsün, ağzının kıyısında ince bir yılan kuyruğu. Çılgına dönmüş, köy meydanına koşup “içime yılan girdi, içime yılan girdi” diye dövünmeye başlamış…
Köylüler ne yapacaklarını şaşırıp, çiftçiyi alıp doğruca kasaba doktoruna götürmüşler. O zamanın tıbbi koşulları gereği doktor el ile muayene etmiş “yok bir şey” deyip evine yollamış. Gel zaman git zaman çiftçi yemeden içmeden kesilip gün geçtikçe zayıflamaya başlamış. Sürekli "ah karnımda yılan var beni yiyip bitiriyor" deyip sızlanıp dururmuş. Karnında yılan olduğuna inanan çiftçinin halini gören köyün yaşlı ebe ninesinin aklına bir çare gelmiş.
Köyün meydanına bir sacayağı askı kurdurtmuş. Altına da koca bir kazan sütü koyup kaynamaya bırakmış. Çiftçiye de; “sen merak etme, eğer içinde yılan varsa bu süt kokusuna dayanamaz çıkar” demiş! Çiftçiyi tepe aşağı süt kazanına ağzı gelecek şekilde asarlar, daha birkaç dakika geçmeden süt kazanına bir buçuk metre uzunluğunda bir yılan düşer! Yılan çiftçinin midesinden ağzına, oradan da kazana mı düşmüş, yoksa ebe nine el maharetiyle kazana başka bir yılan mı düşürüvermiş orası muamma!"
😜
Süt gibi tertemiz güzelliklere teşne bir gün olsun. 😍
Yılanlar. Yılan sütü çok sever. Çocukluğumun karabasanıdır sütlü yılan hikâyeleri, nasılsa anlatırım bir gün.
Hadi, hiç değil birini anlatıvereyim; evvel zamanda çiftçinin biri bir çanak süt içip tarlada uykuya dalmış. Derken, garip bir rüya ile yerinden sıçramış; rüyasında ağzından boğazına doğru koca bir yılan giriyormuş. Uyanmış ne görsün, ağzının kıyısında ince bir yılan kuyruğu. Çılgına dönmüş, köy meydanına koşup “içime yılan girdi, içime yılan girdi” diye dövünmeye başlamış…
Köylüler ne yapacaklarını şaşırıp, çiftçiyi alıp doğruca kasaba doktoruna götürmüşler. O zamanın tıbbi koşulları gereği doktor el ile muayene etmiş “yok bir şey” deyip evine yollamış. Gel zaman git zaman çiftçi yemeden içmeden kesilip gün geçtikçe zayıflamaya başlamış. Sürekli "ah karnımda yılan var beni yiyip bitiriyor" deyip sızlanıp dururmuş. Karnında yılan olduğuna inanan çiftçinin halini gören köyün yaşlı ebe ninesinin aklına bir çare gelmiş.
Köyün meydanına bir sacayağı askı kurdurtmuş. Altına da koca bir kazan sütü koyup kaynamaya bırakmış. Çiftçiye de; “sen merak etme, eğer içinde yılan varsa bu süt kokusuna dayanamaz çıkar” demiş! Çiftçiyi tepe aşağı süt kazanına ağzı gelecek şekilde asarlar, daha birkaç dakika geçmeden süt kazanına bir buçuk metre uzunluğunda bir yılan düşer! Yılan çiftçinin midesinden ağzına, oradan da kazana mı düşmüş, yoksa ebe nine el maharetiyle kazana başka bir yılan mı düşürüvermiş orası muamma!"
😜
Süt gibi tertemiz güzelliklere teşne bir gün olsun. 😍

Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN