Rüyasına pazar kaçan kadın
Kasabanın pazarıydı bugün. Erken kalkıp pazarımı yapmaya öyle programlamışım ki kendimi, gecenin kör karanlığında uyanıp saate baktım. Saatin 02.30 olduğunu görünce “yat Aşçı Fok uyu, rüyanda mı gördün pazarı!”
Mübarek Salı sallanmaya daha sabahtan başladığından bir türlü saat sekiz olamadı!
Nihayetinde 8.30 civarı pazarı arşınlamakla meşguldüm ki, son dönemece giren taze sirken otu ve körpecik kabacıklara, kıl gibi incecik yeşil börülcelere, kınalı bamyalara yine dayanamayıp doldurdum bisikletimin selesini. Pazar dönüşü telaşe koparıp geç kalırsam başka bir yere kaçacakmış kaygısıyla mavi atlasıma koşturdum.
Deniz bir yere gitmemiş. Yine huşu içinde süzüldüm maviliklere derken meditasyona geçiş faslına bir türlü ulaşamıyorum, gözümün önüne börülceler, otlar, kahvaltıya doğrayacağım o güzelim tarla domatesleri salatalıklar, kıl biberler filan geliyor. Hay Allah!
Zorlamanın alemi yok, gidip otlu omlet de yapayım bari kahvaltıya dedim. Bugün de böyle.
Mübarek Salı sallanmaya daha sabahtan başladığından bir türlü saat sekiz olamadı!
Nihayetinde 8.30 civarı pazarı arşınlamakla meşguldüm ki, son dönemece giren taze sirken otu ve körpecik kabacıklara, kıl gibi incecik yeşil börülcelere, kınalı bamyalara yine dayanamayıp doldurdum bisikletimin selesini. Pazar dönüşü telaşe koparıp geç kalırsam başka bir yere kaçacakmış kaygısıyla mavi atlasıma koşturdum.
Deniz bir yere gitmemiş. Yine huşu içinde süzüldüm maviliklere derken meditasyona geçiş faslına bir türlü ulaşamıyorum, gözümün önüne börülceler, otlar, kahvaltıya doğrayacağım o güzelim tarla domatesleri salatalıklar, kıl biberler filan geliyor. Hay Allah!
Zorlamanın alemi yok, gidip otlu omlet de yapayım bari kahvaltıya dedim. Bugün de böyle.
Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN
