ARAYIŞ klişeleri ile iyi oyuncuların sınavı
 
        
        
       		 
            Diziyi izledim. Oyuncular fena değil, Aslı Enver zaten sevdiğim oyuncudur. Lakin konu çok havada, çok klişe sözcükler var ve fazla tekrarlanmış. Tekrarlanırken de sahneler konu mankeni havasından sıyrılamamış. Eğer ruhsal komünlere mizahi bir gönderme yapılıyorsa da bu çok belli olmuyor. 
Dizide sürekli “Bu dünyanın bize vermediğini biz almaya geliyoruz.” diyorlar ya, geliyoruz ceplerimiz dolu geliyoruz kıvamı var. Tüm dünyevi metalarımızdan arınarak geliyoruz, evimizi, arabamızı, banka hesaplarımızı tüm sahip olduklarımızı size vererek geliyoruz, çünkü ben bilemiyorum siz biliyorsunuz! “Siz Biz” olup dünyanın bize vermediklerini birlikte alacağız! Ve hep birlikte “Bütünün hayrına olsun” mantralarıyla nirvanaya ereceğiz mesajlarıyla ilerleyen bir senaryo.
Görünen o ki ruhaniyetin ticarileşmesinden kaçabilecek bir boş alan yok. Tüm keskin köşeler kapılmış; her köşede bir hokkabaz her boşlukta bir hilebaz var. İnsani zaaf ve çaresizliklerden beslenen kemiriciler iş başında. İşin tuhafı da kemiriciler de başka kemirgenler tarafından sürekli yem. Son yıllarda spiritüel konular, kişisel farkındalık rehberlikleri, yoga yoginleri, aydınlanma koçları filan topun ağzında. Şaklabanların çoğunlukta olduğu bir alan olduğu için çok yazılıp çizilmeye başlandı.
Nihayetinde arayışları bitmiş insan var mı?
Dizi her kesimden seyircinin beğenisini gözetmiş gibi sanki!
Emeğe saygı bağlamında bana ilham veren yanını da görmezden gelmek istemem. Nasılsa bir gün yazarım diye çoktandır ertelediğim geçmiş yaşanmışlıklarıma götürdü bazı sahneler. Notlarımı aldım yazacağım.
                     
                
                     
                
		   
		   			
				  
					  
					
					
            	
			
            
            Dizide sürekli “Bu dünyanın bize vermediğini biz almaya geliyoruz.” diyorlar ya, geliyoruz ceplerimiz dolu geliyoruz kıvamı var. Tüm dünyevi metalarımızdan arınarak geliyoruz, evimizi, arabamızı, banka hesaplarımızı tüm sahip olduklarımızı size vererek geliyoruz, çünkü ben bilemiyorum siz biliyorsunuz! “Siz Biz” olup dünyanın bize vermediklerini birlikte alacağız! Ve hep birlikte “Bütünün hayrına olsun” mantralarıyla nirvanaya ereceğiz mesajlarıyla ilerleyen bir senaryo.
Görünen o ki ruhaniyetin ticarileşmesinden kaçabilecek bir boş alan yok. Tüm keskin köşeler kapılmış; her köşede bir hokkabaz her boşlukta bir hilebaz var. İnsani zaaf ve çaresizliklerden beslenen kemiriciler iş başında. İşin tuhafı da kemiriciler de başka kemirgenler tarafından sürekli yem. Son yıllarda spiritüel konular, kişisel farkındalık rehberlikleri, yoga yoginleri, aydınlanma koçları filan topun ağzında. Şaklabanların çoğunlukta olduğu bir alan olduğu için çok yazılıp çizilmeye başlandı.
Nihayetinde arayışları bitmiş insan var mı?
Dizi her kesimden seyircinin beğenisini gözetmiş gibi sanki!
Emeğe saygı bağlamında bana ilham veren yanını da görmezden gelmek istemem. Nasılsa bir gün yazarım diye çoktandır ertelediğim geçmiş yaşanmışlıklarıma götürdü bazı sahneler. Notlarımı aldım yazacağım.
 
                
                     
                
		   
		   			Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN

