İran'dan bir anı
Tebriz tren istasyonundayım. Bazergan'dan beri süren dört saatlik yolculuktan sonra kolum bacağım uyuşmuş vaziyette arabadan iniyorum. Belim de tutulmuş, gayri ihtiyari eklemlerimi oynatmaya girişiyorum. Her zaman yaptığım bel ve sırt hareketlerimi istasyonun yan merdivenlerinde bedenimi esneterek yapmaya çalışıyorum. Tam dizlerimi esnetirken ensemde sert bir ses; "İslami hicab, İslami hicab." İran devrim muhafızlarının sertçe uyarmaları, yamuk belimle kalakalıyorum!
Allah, Allah! Ne demek İslami hicab, yani İslami tesettür? Na'apıyorum ki ben? Alt tarafı sağlığımla ilgili bir esnetme hareketi yapıyorum ayağıma belime, bunun tesettür ve yasakla ne ilgisi olabilir diye düşünmüştüm uzun uzun! Üstelik üzerimde oldukça kalın kara ve kapalı giysiler vardı. Yani bizim anlayabileceğimiz bir tesettürün çok ötesi mahrem bir kapanıştı. Demek ki, sakat bir kadının bile doğru dürüst yürüyememesi İran'da sorun. İnsanlık sorunu.
Uğur'cum, İran'da erkek olmanın yararlarını görüyorsundur eminim. En azından İslami hicab problemin yok! Alkole bir şey diyemem, bak o da önemli. Hadi gel sağlıcakla...
Allah, Allah! Ne demek İslami hicab, yani İslami tesettür? Na'apıyorum ki ben? Alt tarafı sağlığımla ilgili bir esnetme hareketi yapıyorum ayağıma belime, bunun tesettür ve yasakla ne ilgisi olabilir diye düşünmüştüm uzun uzun! Üstelik üzerimde oldukça kalın kara ve kapalı giysiler vardı. Yani bizim anlayabileceğimiz bir tesettürün çok ötesi mahrem bir kapanıştı. Demek ki, sakat bir kadının bile doğru dürüst yürüyememesi İran'da sorun. İnsanlık sorunu.
Uğur'cum, İran'da erkek olmanın yararlarını görüyorsundur eminim. En azından İslami hicab problemin yok! Alkole bir şey diyemem, bak o da önemli. Hadi gel sağlıcakla...
Aşçı Fok
Nurdan ÇAKIR TEZGİN
